SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

DİYAT BAHSİ

<< 4566 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْحَارِثِ حَدَّثَهُمْ قَالَ أَخْبَرَنَا حُسَيْنٌ يَعْنِي الْمُعَلِّمَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ أَنَّ أَبَاهُ أَخْبَرَهُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فِي الْمَوَاضِحِ خَمْسٌ

 

Abdullah b. Amr (r.a) den; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

 

"Mudıhalarda (kemiğe varan yaralarda) diyet beş devedir."

 

 

İzah:

Nesâî, kasâme; Tirmizî. diyât; İbn Mâce. diyât; Ahme b. Hanbel. II, 179. 189, 207, 215.

 

Mûdiha; terceme esnasında da işaret edildiği gibi, kafa derisi ve altındaki zarın yarılıp, kemiğin açığa çıkması halindeki yaraya verilen isimdir. Bu türdeki bir yaranın diyeti beş deve yani tam diyetin yirmide birisidir. Yaranın büyük ve küçük olması arasında fark yoktur. İki ayrı yerde böyle bir yara olursa diyet ikiye kat­lanır.

 

İmâm Mâlik, burundaki bir mûdıhayı kabul etmemekte, Şafiî ise kabul etmektedir. Baş ve yüzün dışındaki mûdıhalarda hükümet-i adi (bilirkişi takdiri) gerekir.